AŞURE......

   Malum Muharrem ayındayız hepimizi aşure heyecanı sardı..Hiç yapmayanlar denemeliler bence belki ilk başta çok yapmak yerine aileniz için sonra çoğaltabilirsiniz...

Önce nedir aşure neden yapıyoruz nerden gelmiş bu gelenek bunu bilmek gerekirse....

Bir yerde çok kültürlülük varsa, bu kültürlülük eşit şartlarda yaşatılıyorsa, orada dirlik ve düzenlik vardır. Her kes yaşamından hoşnuttur. Aşurede bildiğiniz gibi değişik gıdalardan oluşur, pek çok kişide sever ve onu zevkle yer…

Konumuza dönersek, Aşure için değişik görüşler öne sürülür:

1) Hz. Nuh, gemisini yapar, her canlıdan birer çift alır. Her yiyecekten de yeteri kadar gemi anbarına doldurur ve denize açılır. Bildiğiniz gibi, uzun-fırtınalı bir yolculuktan sonra, Ağrı dağın eteğine varır. Fırtına diner ama ambarda yiyecekler bitmiştir. Torbaların dibinde kalanlar bir kazana konur, bununla bir çorba yapılır ve insanlara dağıtılır. Çeşitli gıdaları içerisinde barındıran çorbaya Aşure denir.

2) Bazılarına göre: Kışta her şey biter. Kıştan kurtulmanın, bolluğa ermenin anısına yapılan bir çorbadır.

3) Bir çok kişiye göre ve Tiyatrocu-Yazar Ali Haydar Celasun’a göre ise: “Aşure Mozaik tatlının adıdır. Çok kültürlülüğü içerir.

Dersimlisi balını, Erzincanlısı hediğini, Malatyalısı kaysısını, Çorumlusu nohutunu, Aydınlısı incirini, Anteplisi fıstığını, Maraşlısı narını, Adıyamanlısı dutunu, doğusu batısı, nesi varsa koymuş kardeşlik kazanına, suyunu koymuş Şırnaklısı, ateşini yakmış Diyarbakırlısı, kepçesini vermiş Mutlusu ve kaynamış çorbası Anadolu-Mezopotamya ocağında, çıkmış ortaya Aşure”.

Aşure, Sunnisinde, Şafisinde, Yezidinde, Ermenisinde, Alevisinde, Rumunda, Yahudisinde, velhasıl dinlisinde, dinsizinde kutsal tatlı oluvermiş.

Aşure ayında sadece aşure yapmak değil birçok yapmamız gereken şeyler daha varmış.Bunları da araştırmam sırasında öğrendim..

 

Aşure gününde yapılması gereken iyi işler...

 

.Aşure günü oruç tutmak sünnettir.

 

.Akrabaları ziyaret edip hediyeler götürüp onlara küçük hediyeler götürmek,

 

.Sadaka vermek,

 

.Çok selam vermek gönülleri hoş tutmak,

 

.Çoluk çoçuğu sevindirmek,

 

.Bir ilim öğrenmeli,

 

 

 

  Ve işte tarifimiz.....

 

  Ben dağıtmak amaçlı yaptığım için böyle çok yaptım.Büyük tencerede annemde olduğu için kolaylıkla yapabildim.Eğer büyük tencereniz yoksa yada daha az yapmak istiyorsanız yarısını hatta yarınından yarısını yapabilirsiniz.

 

1 kg BUĞDAY

 

500 gr SARI ÜZÜM

 

500 gr  KAYISI

 

150 gr DOLMA FISTIĞI

 

200 gr  KUŞ ÜZÜMÜ

 

500 gr   KURU FASULYE

 

500 gr   NOHUT

 

3 bardak PİRİNÇ...

 

 

         Buğdayla, pirinci bir gece önceden bolca yıkadım.Ne kadar temiz yıkarsak o kadar beyaz aşuremiz oluyor.Sonra üzerlerine çıkana kadar su koyup 1 taşım kaynatılır.Kapağına kapatılır.

 

Ayrıca diğer bütün malzemeler ıslatılır.

 

Ertesi günü önce nohut ve fasulye düdüklüde haşlanır.Pişirilmeye az su ile başlanır.Nohut,kurufasulye,pirinç ve buğday helmelenene kadar ağır ateşte pişirilir.Sonra üzüm ,kayısı da eklenir.Kaynamaya başlayınca 10-15 dakika sonra şekeride eklenir ve üstü kaymak tutuncaya kadar pişirilmeye devam edilir.

 

Sonra biraz dinlenince istenildiği kablara paylaştırılıp istenildiği gibi üstleri süslenerek dolapta soğumaya bırakılır....

 

Sağlık ve afiyetle olsun...Aşurenin bereketi evinize dolsun...Sevgilerimle.....